31 Temmuz 2009 Cuma

dört işlem

Şimdi aklından bir sayı tut,
ama sakın bana söyleme.
o sayıyı sana olan özlemimle çarp,
sonra böl seni ne kadar yeni tanıyor olmama.
ardından senden ne kadar hoşlandığımı ekle ona,
geriye kalanı yaz bir kenara
ve sonra düşün
bundan ne çıkarırsam olmaz bu çocukla...

30 Temmuz 2009 Perşembe

Mucize köfte tarifi

Sıkı durun ev hanımları ve sen (sen kendini biliyorsun)

Malzemeleri veriyorum:

1 kilo kıyma
Ekmekiçi (Önceden bayat ekmeklerden ufalanmış difrize atılmış)
1 yumurta
Soğan (1.5 adet, diplerini atıyoruz rendelerken)
Sarımsak
Pulbiber veya tozbiber
Zeytinyağı
Kabartma tozu* (küçülmesin ve iri kalsın diye)
Yoğurt* (kıvam ve inegöl köftesi havası versin diye, 1 çorba kaşığı)
Tuz
Kekik
Karabiber
Kimyon

Kolay gelsin hanımlar. Bir daha ki yemek tarifimiz kimbilir ne zaman... Tekrar görüşmek dileğiyle...

29 Temmuz 2009 Çarşamba

pareto'ya mektup...

okyanuslar üzerlerine devrilse de anlamaz onlar,
ne devrimler ne de devrilenler kadar.
devredilmiş bir aşkla yaşamaya mahkum olan
yüzyıllardır atalarının neyi devşirdiğini hatırlayamayan
devri değiştirdi sanıp, yeni bir devinim sağlayan
bir devi, evi ve seni rahatsız edecek olan...
rahat ol yorgun aslan...

28 Temmuz 2009 Salı

Yazasım var...

O değil de bir küresel ısınma vardı ona ne oldu? He unuttum tam o aralar Amerika'nın Irak'ı terketme zamanı gelmişti. Dünyayı bir sıcak hava dalgası sarıvermişti hatırlarsanız tam o aralar. Daha sonraları ise Obama diye bir adam seçildi başkanlığa. O da "Amerika Irak'tan çıkacak" sözüyle başkanlığa seçildi gibi birşey oldu. Bana kalırsa Obama photoshop adam. Bir photoshop harikası yani. Adamı gerçekten gören var mı? Çok kusursuzmuş gibi gözüküyor çünkü. Belki androit bile olabilir, hiç suya girdiğini gören oldu mu bu adamın? Bisiklete falan biniyomuş sabaha karşı kalkıp. Kesin androit bence! Tekerleğe kaçak hat çekmiş kendini şarj ediyordur belki de. Herneyse! Nerden mi aklıma geldi bu hadise?! Angelina Jolie geçenlerde Irak'taki Amerikan askerlerine moral vermeye gitmiş. O askerler kendi elleriyle yarattıkları o cehennemi terkedecekler olsa bence inanılmaz moralli olurlardı. 3. hatta 4. dünya ülkelerinden her renkten flush royal yaparcasına çocuk toplayan bir kadının vereceği morale de ihtiyaçları olmazdı -baya ağır konuştum... Gene saptım konumdan... O değil de bir küresel ısınma vardı ona ne oldu? Biz türklerin bakış açısı kusursuz... Rakıya atmaya buz kalmadığı zaman, gerçekten s*çtık demektir hesabı yaşıyoruz gündemi. Ne çok eksik, ne çok yeni. Gerçekten kusursuz. İmam olmaya girip astronot bile olabiliyoruz artık. Aydan ezan duyulabildiğine göre Türkiye'nin aya İmam tayin etmesinin zamanı geldi demektir! Milyonların duasıyla uçar gider o mekik söylemedi demeyin! Gerçi kimi kandırıyorum, bizim üretebildiğimiz tek mekik pastahanede satılan cinsten. Hem de içi vişneli. Sadesi de oluyor genelde. Hatta sadesini ben baya severim. Beşiktaş'ta çok şirin bir fırın var. Kesinlikle tavsiye ederim.


27 Temmuz 2009 Pazartesi

tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! un peu de patience tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure! tu seras plus content qnd la victoire es dure!

26 Temmuz 2009 Pazar

istemesen de

istemeyeceğin şey çok şu hayatta
kaybetmeyi istemezsin bir kere
ya da onsuz olmayı
onu kaybetmeyi hiç istemezsin mesela
hem de daha yeni bulmuşken onu

istemeyeceğin şey çok şu hayatta
seni bir saçmalığa inandırabilecek kişi olduğuna inanmak istemeyebilirsin mesela
ya da 4 saatlik uykuya
4 saatten geriye kalanın sen ve ben olabileceğine
belki de olması gerektiğine
gözlerini bir kere görmek istemeyebilirsin mesela
geceler seni gereceğine
rahat rahat uyumak yerine
kendini unuttuğun yerlerde
onu düşünmek istemeyebilirsin

ya da
onu düşünmek yerine
düşlediğin herşeyi o yapabilirsin

seçim senin
dedim ya istemeyeceğin şey çok şu hayatta
istemesen de bileceğin şey çok nasılsa

Çiçeğe mektup

Anladığım kadarıyla çiçekler dünyasındaki durumda bizdekine benzer. “All the best women are married, all the handsome men are gay” çiçek dünyasında yerini “bütün çirkin çiçekler kokulu, kokusuz çiçekler ise güzel ve zarif” ’e bırakıyor. Ona bakmayı unutma! Masanda güzelleşmesi umuduyla!

Tehlikeli birşey

Ne kadar ince olabilir ki aradaki çizgi?
Ne kadar farklı olabilirdim ki senden bir önceki günden?
Birinin bu kadar ileri gidebilmesi için bütün herşey.
Birinin çıkıp beni sarsması için fazla mesailerim.
Sana şiirler yazdığım, yüzünü hayal etmek için gözümü kapattığım gecelerim...

Ne kadar farklı olabildim ki dünden?

Canım acıyınca anlarcasına varlığımı
Birinin bu kadar ileri gidebilmesi ne kadar tehlikeli birşey...

Slowmotion Love

Every thing seems slowmotion, its the slowmotion love

Once you step in, it slows everything down

Instead of traveling around the world without her and her love

You choose to rust in a dungeon which has a small window upon its wall

As long as you see that girl walking thru the alley

You want to (re)alise how beautiful she smiles every single time

And you beg time to slow down, to live your slowmotion love

Cause every thing seems slowmotion,

thats my slowmotion love!

Lunapark

Ben senle neden bi basima tanisamiyorum ki,
siradan bi gunde,
siradan olmayan bi sekilde.
Bir lunaparkta veya gulusunun bahcesinde.

Ben senle neden bi basima tanisamiyorum ki,
Siradan bi gunde,
Siradan olmayan bir sekilde.
Sonra sorunca kendime,
Tanistik ya bu asil hikaye...

Ben neden yasamak istiyorum ki,
Seni.
Sen diye.
Senle olani ve sensiz olamayani.

Sonra sorunca kendime,
Senle ben.
Iste bu asil hikaye.

Ve Sensiz ben,
Ne kotu bisi...
Cunku pisman olucam biliyorum,
Yeteri kadar opemezsem seni...

Bir sonraki gün...

Yatağın sıcak tarafindaki yastik umuduyla tanımak istiyorum seni
Çünkü çok iyi biliyorum.
Fazladan çıkarılmış banyoya koyulmuş bir havlu gibi misafir,
Kendi evinden getireceğin diş firçan kadar yabancı olacaksın başta

Düne kadar toplamaya üşendiğim evimi bir cırpıda düzenlercesine
Yedek anahtarını bul istiyeceğim hayallerimin
Bul onlari diyeceğim ben orada yokken
Bul ki, sarılacak bir umudum olsun sana
Bul onları ki tesaduf dönsün rastlantıya

Ve ben seni sevmeye baslayayım...
Bir sonraki günde ve bir sonraki güne..

En sevdiğin şarkı...

Sevdigin grubun en sevdigin sarkisini best of a koymazlar ya, bir an uzulursun. Sonra da dusunur, digerlerinden ne kadar farkli oldugunu aklindan gecirirsin. Fakat akla hic gelmeyen senin degil sarkinin ne kadar ozel oldugudur.

Sen iste o sarkisin, ben ise o sarki hic kimseyle paylasilmasin isteyen kisi...